Sosyal Fobide Yapıcı Düşüncenin Önemi

Sosyal Fobide Yapıcı Düşüncenin Önemi

Bilgisayarların düzgün çalışmasını sağlayan çeşitli yazılımlar vardır. İnsan beyni de bir anlamda  buna bir örnektir. Bilişsel psikoloji bakış açısına göre; beyne sürekli olarak kötü düşünceler yüklenirse beyin aynı bir bilgisayar gibi algılayacak ve o şekilde düşünmeye başlayacaktır. Tam tersine her şey çok daha güzel olacak diye düşünürseniz beyin mutlu olmaya ve başarmaya odaklanacaktır.

Yeryüzünün en gelişmiş bilgisayarı olan beyin kimsenin ulaşamadığı bir kapasiteye sahiptir ve milyonlarca bilgiyi aynı anda değerlendirir. Nörofizyologlara göre insan beyni atılan her adımı yarım saat önceden belirliyor. Beyni çözen insandır ve uygulayacağı kararları yönlendirebilir. Yani kısacası beynimizi istediğimiz gibi çalıştırabilir, düşüncelerimizi ayarlayabilir ve çeşitli faaliyetlere yönlendirebiliriz.

İyimserliğin, pozitif düşüncenin; okulda, iş hayatında, insan ilişkilerinde, sporda etkin rol oynadığı ortaya konulmuştur. Yani birçok şeyin sırrı olumlu düşünmektir. Olumlu düşünen insanlar, kötümser düşünen insanlara göre daha sağlıklı bir yaşam sürmektedir.

Her insanın düşünce şekli ve yapısı farklıdır. Nadir de olsa insanların düşünceleri birbirine benzerlik gösterebilir. Olumlu düşünen insanlar çevrelerine farklı bir tat katarlar, insanlar onlarla olmaktan mutlu olurlar.

Bazı insanlar olumlu, yapıcı ve de yaratıcı bir düşünceye sahip olsalar da bu özelliklerini kesinlikle açığa çıkaramayabilirler. Kimileri duygularını ve düşüncelerini farklı şekillerde dışarı yansıtır mesela şiirler, dizeler yazarlar; kimileri ise her şeyini saklar. İşte sosyal fobik olan kişiler çevreden uzaklaşır, kendisini çevreye tamamen kapatır. Evden çıkmaz istemez, yeniliklere açık olmazlar, zorluk yaşarlar. Olumlu tepkiler yerine sıkıntılı tepkiler ortaya çıkartırlar. Sosyal Fobide Yapıcı Düşüncenin Önemi işte bu paragrafta saklı.

Hayatımızda ilkler çok önemlidir. Mesela ilk korkumuz, ilk öğretmenimiz, ilk kıskançlığımız, ilk yürüyüş, ilk koşuş, ilk düşüş ve ilk cesaretle kalkış gibi çeşitli ilkler hayatımızda yer almıştır. Hepsi birer anıdır fakat bunların yanı sıra kötü ilkler de vardır. Kimi zaman unutulurlar, kimi zaman hoş bir anı olarak bir kenarda hep asılı dururlar. Önemli olan anı eğer kötü bir anıysa, içerisinde olumsuzluk varsa bunun fark edilmesi, yakınlar tarafından anlaşılması ve yaşanılan ve geçmişte kalan hala o korkulardan etkileniliyorsa, o korkunun fark edilip tedavi edilmesi gerekir. Ancak kişi bunun anlaşılmasını engeller ve saklarsa bu kişiyi zamanla açmaza götürür. İşte tüm sıkıntı yapan tepkiler bu durumlarda yavaş yavaş kendini gösterir. Yavaş yavaş kendini gösteren bu durum fark edilmezse çığ haline gelir ve kişi bunun altından kalkamayabilir. Tepkiler asla göz ardı edilmemelidir.

(Toplam 34 ziyaret, bugün 1 ziyaret)

Bir yanıt yazın

*